M'nin diyet maceraları
LIFESTYLE

M'nin diyet maceraları

Gün 33. M'nin çikolatayla imtihanı

GÜNCELLEME TARİHİ: 9 Kasım 2010

Selam :)

Dün sizlere 60 kiloda takılıp kaldığımı bu yüzden bir beslenme uzmanıyla görüşeceğimi söylemiştim.

Aslında bu kararı vermemin çeşitli sebepleri var. Yıllardır diyet yapıp duruyorum kilo alıyorum, kilo veriyorum tekrar kilo alıyorum tekrar veriyorum. Tam bir kısır döngü yani. Dolabımda her beden kıyafet var. 74 kilodan 63' e indikten sonra daha fazlası için kasmadım. Ama sonradan düşündüm, aslında bu kiloda mutlu değildim.

Şimdi burada oldukça hassas bir nokta var. Birkaç gündür epey mail adım sizlerden. Beni destekleyenlerin yanı sıra kilomun normal olduğunu, diyet yapmamın delilik olduğunu hatta fazla kilolu insanlar için kötü bir örnek olduğumu yazanlar da oldu. Kimseyi üzmek, kırmak gibi bir amacım yok. Bu diyet günlüğü bir arkadaş sohbeti sırasında diyet yaparken yediklerini yazmanın motivasyonu arttırdığını konuşmamız üzerine ortaya çıktı. Yazdıklarım aslında sadece diyetimi değil günlük yaşamımın her anını kapsıyor.

Bu ufak açıklamadan sonra bugün neler yaptığıma gelelim :)

Sabah uyanıp evime çok yakın olan Didem Kanca Ustay'ın "Sayasa sağlıklı yaşam merkezine" doğru yürürken kafamdan milyonlarca düşünce geçiyordu. Çünkü daha önce de diyetisyenlere gitmiş, ancak hiçbir sonuç alamamıştım. Dragos'un yeşil yollarından geçerek Sayasa'ya ulaştığımda farklı bir şeyler yakalayacağımı hissetmiştim. Kapıdan içeri adım attığımda koskocaman bir bahçe ve güzel bir mandalina ağacı karşıladı beni. Nedense aklımdan burada güzel rakı balık yapılır diye geçti. Zayıflama hayalleriyle gittiğim Sayasa'da aklıma ilk gelenin rakı balık olması rezaletti :) Hemen bu düşünceleri kafamdan kovaladım.


Daha sonra beni güler yüzüyle karşılayan Didem hanımla koca koca kırmızı koltukların olduğu bir odada konuşmamıza başladık. Ben biraz meraklı olduğum için Didem'in hikayesini daha çok merak ettim. Çünkü üniversitedeyken onun da başı kilolarla dertteydi ve bu dert ona mesleğinin kapılarını açmıştı. Yemenin %50 si psikoloji diyen Didem Kanca Ustay'ı diğer diyetisyenlerden ayıran en önemli nokta sıcaklığı. Sizinle konuşurken hiçbir çekinceniz kalmıyor, yani gece oturup bir tencere makarna yedim deseniz bile sizi asla yargılamayacak birisi. Çünkü ne yaşadığınızı kendi deneyimleriyle harmanlayarak anlıyor. Boş bir empati kurmuyor yani.

"Üniversitede 80 kiloyu gördükten sonra tartılara küstüm ve zayıflamaya karar verdim" diyen Didem'in şu an 50 kilo olduğunu ve oldukça hoş bir kadın olduğunu söylemem gerek :)


Sohbetimiz devam ettikçe kendime inancım arttı desem abartmış olmam. Ne de olsa karşımda 30 kilo vermiş iradeli bir genç kadın duruyordu. Bu keyifli sohbet sırasında Didem bana diyette (ki kendisi bu sözcüğe inanmıyor) en önemli şeyin farkındalık duygusu olduğunu anlattı. Farkındalık duygusunu yakalayamadığımız bir yiyeceğin bizi asla doyurmayacağını öğrendim. Şimdi işin en keyifli kısmına geliyoruz. Farkındalık duygusunun öneminde bahsederken Didem bana çikolata sevip sevmediğimi sordu. Tabi ki seviyordum ve bir paket çikolatayı 1 dakikada yiyebilme yeteneğine sahiptim :). Ne de olsa çikolata da hazzın diğer adıydı.

İşte sevgili okur biz o hazzı tamamen yanlış algılıyormuşuz. Didem bir kaşık Nutellayı önüme koyarak: "Şimdi bu çikolatayı gözlerini kapatıp, hissederek yemeni istiyorum" dedi ve odadan çıktı. Önümde tanıdık bir lezzet vardı. Kim bilir kaç gece televizyon karşısında Nutella kaşıklamıştım.

Nutella'ya baktım, o bana baktı ve gözlerimi kapatıp yavaşca hissetmeye çalıştığım o çikolatadan bugüne kadar hiç almadığım bir tat aldım. İlk defa çikolatanın içindeki kakao ve yağ tatlarını bu kadar keskin hissediyordum.

Çok keyifli geliyor değil mi?

İkinci bir kaşık ister miydiniz?

Evet mi?

Ben ikinci bir kaşığı yiyemedim :)

Hadi canım evde olsan kesin yerdin mi diyorsunuz? Evde denemesi bedava. Hadi sizde deneyin :)

Bu eğlenceli test sonrasında Didem bana yeme isteğinin psikolojik boyutlarını anlattı. Yani o Nutellayı kaşıklamanızın sebebi patronuza kızmanız, yalnız hissetmeniz ya da sevgilinizden ayrılmış olmanız olabilir. Farkettim ki bende birilerine kızınca yemek yiyorum.

Kilomun sabitlendiğini anlattığımda ise bana 5 günlük bir tek gıda diyeti uygulamamı söyledi. Bu tarz diyetler kilonuz sabitlendiğinden vücuda "Hadi devam ediyoruz" mesajını vermek için yapılırmış. Yani 5 günden fazla uygulamak yok. Ben bu tek gıda diyetine bayram tatilinde evde olunca başlamayı düşündüm. Çünkü iş yerinde bütün gün haşlanmış patates ya da sebze çorbası yemem çok zor. Metabolizmamı uyarma programım dışında protein ağırlıklı bir beslenme programı yaratmaya karar verdik.

Bu arada Didem'in burçlara göre diyet tavsiyeleri de var. Burçlardan hiç anlamayan sadece Koç burcu olduğunu bilen benim bile ilgimi çekti anlattıkları. Ama bunları yarın anlatıcam şimdi yemek yemem lazım.

Ne mi yiyeceğim? Nutella olmadığı kesin :)

Sevgiler

M*

m@caferuj.com.tr