Evinizi kalabalıktan kurtarın
Göze ilk anda karmaşık gelen detayları eleyerek ve mobilyalarınızın yerlerini değiştirerek mekandaki kalabalık hissini ortadan kaldırmak mümkün.
Evinizi kalabalıktan kurtarın
Küçükken ara sıra ziyaretine gittiğimiz bir teyze vardı. Evi o kadar doluydu ki bende çok büyük bir merak uyandırıyordu. İrili ufaklı, çok çeşitli bir sürü koleksiyon parçası, seramikler, camlar, büstler, fanuslar, çerçeveler, oradan buradan sallanan detaylar derken karmakarışık, karışık olduğu kadar da küçük bir evdi. Her yeri dolaşmak ve keşfetmek istiyordum ama çok fazla dolaşmama izin yoktu.
Hayatımda ilk kez sallanan koltuğu o evde görmüştüm. Sallanan koltuğun geriye yaslanıldığında gelinen son noktasında da yine zeminde kırılacak şeyler vardı ama buna rağmen o sallanan koltuk çok merak uyandırıyordu. Annemin her seferinde beni tembihlediğini hatırlıyorum. Yine de o sallanan koltuğa oturup, geriye giderek bir şeyin kırılmasına sebep olmuştum. Şimdi çok utanıyorum hatırladıkça ama bir yandan da o kadar kalabalık bir evde bu tür kazalar yaşanmasının çok da büyük bir sürpriz olmadığını düşünüyorum.
Evinizi kalabalıktan kurtarın
FERAHLIK DAVETKARDIR
Evin herhangi bir alanını, salonunu, odasını davetkar kılan, içine girme isteği uyandıran özelliği kesinlikle ferahlığı. Sıkış tepiş bir mekana girmeyi kimse istemez. Bir şeylerin üstünüze üstünüze geldiğini düşünsenize! Her evin planı, sistemi, yerleşim şekli farklı ama ferahlık sağlayacak, insana bir rahatlık hissi verecek genelgeçer hatta evrensel kurallar olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle eşyaları bir mekana yerleştirmeden etraflıca düşünmek gerekiyor. Girişi olabildiğince boş bırakmaya çalışmak, ferahlık sağlamak için yapılabilecek en basit hareket. Çok geniş, devasa bir mekanda yaşamıyorsanız çok ağır, hacimli objeleri, heykel, vazo gibi büyük ve taşınması zor aksesuvarları girişten uzak bir yerlere yerleştirmek gerekiyor. Bu ilk anda bile mekanı çok rahatlatacak bir etki yaratacak.
Evinizi kalabalıktan kurtarın
DENGE ÖNEMLİ
Her şeyi girişten en uzağa koymak da çözüm değil tabii. Bunun bir dengesi olduğunu, bu sadeleştirme işlemine başladığınızda fark edeceksiniz. Yüksekliklerine ve hacimlerine göre eşyaları dağıtıp ilk anda göz hizasına gelen kalabalığı elemek gerek. Dengeyi sağlayamıyorsanız, tablo ve aynalardan yardım alabilirsiniz.
Büyük cam ya da seramik obje ve aksesuvarları, dengesiz görünen heykel gibi kırılabilecek objeleri hepimiz yere koyarız. Garantici bir yöntem ama ayarını tutturabilmek önemli. Zeminde çok fazla eşya bulunması gözün mekanı kalabalık algılamasına sebep olan en önemli etken. Kırılma ihtimali olmayan her şeyi yerden kaldırarak başlayın işe. Bir anda ortamın rahatladığını hissedeceksiniz.
Evinizi kalabalıktan kurtarın
DUVARA KARŞI
Her şeyi duvara dayamak da mekanı sınırlandıran bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebeple kanepeyi salonun ortasına koyacak değiliz elbette ama yan sehpa, puf gibi mekana girdiğimiz anda gözümüze kalabalık gibi gelecek küçük parçaları ortaya alarak mekanın ilk anda görünen büyük resmini ferahlatmak mümkün.
Evinizi kalabalıktan kurtarın
ÇOK EŞYANIZ VARSA
Çok eşyanız varsa eleyin diyor uzmanlar ama kolay olmadığının farkındayım. "Severek aldığım eşyaları nasıl ve neden eleyeyim?" diyor insan ama çok gerekiyorsa yapacak bir şey de yok. En azından yer değiştirerek, diğer odalara götürerek başlayabilirsiniz. Kalabalık mekanlarda zemindeki eşyalardan sonra gözü en rahatsız eden şey mobilyaların haraket etmeyi zorlaştıracak kadar birbirine yakın olması. Eğilip bükülüp, zar zor oturabildiğiniz bir koltuk, koltuğa adeta yapışmış bir sehpa, gözü de rahatsız eder, sizi de...
Mekanda genel bir trafik akışı sağlayacak kadar boşluk bırakmak ve eşyalarınız buna göre düzenlemek için çaba sarfedin. İnsan bazen içinde olduğunda durumun farkına varamıyor ama biraz sadeleştirme size de evinize de çok iyi gelecek.
Sabah / Yasemin Savcı