Barbieler artık sohbet edecek
- Barbie senin tam ismin nedir? - Bildiğini sanıyordum. Tam ismim Barbara Millicent Roberts.
-Okulda diğer çocuklar bana kötü davranıyorlar. -Bu büyüklerinle konuşman gereken bir konu gibi geldi bana. -
-Sence ben güzel miyim? - Elbette güzelsin, ama başka hangi özelliklerin var biliyor musun? Zeki, yetenekli ve komiksin.
Çocuğunuzun yaklaşık 30 santim boyundaki Barbie bebeğiyle bu tür sohbetler gerçekleştirmesine çok az bir süre kaldı. Mattel firmasının yapay zeka üzerine uzmanlaşmış San Francisco merkezli ToyTalk firmasıyla ortaklaşa ürettikleri Hello Barbie'ler gelecek ay oyuncak pazarında yerini alacak. Şirketin beklentisi yılbaşı alışverişi döneminde yeni model Barbie'lerden 6 milyar dolar kazanç elde etmek.
Barbieler artık sohbet edecek
İnternete bağlı
Oyuncak bebekler eskiden vücutlarına monte edilen küçük kasetler, dijital çipler ve kayıt cihazları sayesinde şarkı söyleyebiliyor ya da "Merhaba", "Seni Seviyorum" gibi birkaç sözcük, cümle telaffuz edebiliyorlardı. Ancak son beş yılda yapay zeka ve ses tanıma teknolojilerinde yaşanan gelişmeler akıllı telefon, bilgisayar ve otomobil başta olmak üzere günlük hayatımızdaki cihazların kullanıcılarıyla mantıklı diyaloglar kurmalarına imkan verdi. Ve bu teknolojilerin oyuncak dünyasına sıçraması da gecikmedi.
Aylardır üzerinde çalışılan yeni Barbie'lerin eski Barbie'lerden fiziksel olarak tek farkı kalçalarının pil yerleştirilebilmesi için çok az genişletilmiş olması ve sırtlarında mini bir USB şarj ünitesi bulunması. Kolyesine gizlenen mikrofon ise kemerinin tokasına bastırılmasıyla çalışıyor. Wi-Fi ile internete bağlı oyuncaktan gelen ses sinyallerini, ses tanıma yazılımı metin haline getiriyor. Bu metin analiz edildikten sonra Mattel ve ToyTalk tarafından yazılan binlerce cümle arasından doğru karşılığı seçiliyor ve bu karşılığı Barbie'nin söylemesi sağlanıyor. Ve tüm bunlar saniyeler içinde gerçekleşiyor.
Barbieler artık sohbet edecek
3 bin cümle yazıldı
New York Times'ın haberine göre Hello Barbie için bugüne kadar 3 bin cümle yazılmış. Cümleler çoğunlukla moda, kariyer, hayvanlar ve benzeri konular üzerine... Barbie çocuklara hangi müzisyenleri sevdiklerini sorabiliyor, örneğin. Ve olası 200 farklı yanıta karşı da hazırlıklı. Taylor Swift yanıtını alırsa "Benim de şu sıralar favorim o" karşılığını veriyor. My Bloody Valentine için ise önceden kurgulanmış karşılığı şöyle: "Tam bir emo grup." Hello Barbie, kurduğu diyalogları unutmuyor ve haftalar sonra bir başka konuşmasında bu bilgilere gönderme yapabiliyor. Kullanıcının ileride seçmek istediği mesleğin veterinerlik olduğu ya da büyükbabasını kısa bir süre önce kaybettiği gibi...
Barbieler artık sohbet edecek
Hala tartışılıyor
Bugüne kadar milyarlar satan Barbie bebekler tüm popülerliğine rağmen aynı oranda tartışma da yaratıyor. İlk kez 1959 yılında New York Oyuncak Fuarı'nda tanıtıldığında feministlerin şimşeklerini üzerine çekmişti. Çünkü sütun gibi bacakları, incecik beli ve dolgun göğüsleriyle gerçek olamayacak vücut ölçülerine sahipti. Sonraki yıllarda da küçük kızlar için uygun rol model olmadığı iddia edildi.
Serap Duygulu da bu konuda şu bilgileri veriyor: "Barbie bebekler üzerine yapılan çalışmalar, özellikle okul öncesi dönemdeki kız çocuklarının kendi bedenine yönelik algısını bozduğu yönünde. Yani küçük kızlar, gelecekte vücutlarının Barbie bebek gibi olmasını düşünüyor, Barbie bebeklerle kendilerini kıyaslıyorlar. gelecekte de yeme bozuklukları ve sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor. Bu durum özellikle iki-dört yaş kız çocuklarında görülebiliyor."
Barbieler artık sohbet edecek
Hayal gücüne etkisi
Çocukların hayal gücü üzerine çalışan psikologların yapay zekalı oyuncaklarla ilgili en temel endişeleri, bu oyuncakların çocukların hayal gücünü kısıtlayacağına ilişkin. Bir diğer endişe verici nokta ise çocukların sentetik arkadaşlarıyla güçlü bağlar kurup gerçek arkadaşlara ihtiyaç duymama noktasına gelmeleri: "Sürekli yanınızda olup sizinle konuşan biri varken başka arkadaşlar edinmeye çalışmakla kim uğraşır?" Psikolog Serap Duygulu konuşan Barbie'lerin çocukların psikolojisini olumsuz etkilemeyeceğini savunuyor: "Çocuk hayatın doğal akışı içerisinde zaten oyuncağın gerçek bir canlı olmadığını anlayacaktır. Özellikle günümüzde teknoloji ile bu kadar erken tanışan ve teknolojik aletleri kullanmaya çok küçük yaşlarda başlayan yeni kuşak çocukları için bebeklerin konuşması çok anlamlı değil. Çünkü onlar bilgisayarlarla, cep telefonlarıyla konuşarak büyüyen çocuklar." Duygulu'ya göre asıl üzerinde durulması gereken nokta, çocukla ailenin ilişkisi.
Duygulu şöyle diyor: "Çocukların bu bebeklerle uzun süreli oynayacaklarını beklemek hayalcilik olur, kısa sürede tüketip ilgilerini başka oyuncaklara yönlendireceklerdir. Anne babalara önerim; çocuklarına her ne oyuncak alırlarsa alsınlar, çocuğun oyuncakla ilişkisini gözlemlemeye dikkat etsinler. Çocuk kendisini bebekle özdeşleştirip kıyaslıyorsa, başkalarıyla değil, sadece oyuncaklarıyla ilgileniyorsa, oyuncağı gerçek bir canlı yerine koyuyor ve diğer insanlara ilgi göstermiyorsa o zaman bir takım sorunlar olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır."