Rengarenk evin öyküsü..
Rengarenk evin öyküsü..
HouseBeautiful Yapım ve fotoğraflar Ayşe Funda Aras
Minimum ihtiyaçlar göz önüne alınarak yapılmış bu taş ev, veranda gibi dış mahalleri sayesinde büyükmüş gibi algılanıyor. Panjurların çivit mavisi yerine kırmızıya boyanmasına evin mimarı, boyacı ve ev sahiplerinin arkadaşları itiraz etse de, hiç taviz verilmemiş. Çıkan sonucu ise herkes çok beğenmiş.
Yazar Mine Söğüt ve Karikatürist Bahadır Baruter’in Gümüşlük’teki evleri, yerel mimarinin izlerini takip ederken, ‘nevi şahsına münhasır’ denilebilecek detayları da barındırıyor.
Rengarenk evin öyküsü..
Mine Söğüt ve Bahadır Baruter’in yaz-kış yaşadıkları geniş bahçeli evleri, Gümüşlük’te yer alıyor. Çift evlenmeden önceki yıllardan beri hep Gümüşlük’te yaşama hayali kuruyormuş. Etrafı mandalina ağaçlarıyla çevrili arsayı satın aldıktan sonra bile yine hayal, hep hayal etmişler.2006’da evi yapmaya karar vermişler. Yerel mimariye en yakın evi yapabilmek ve ihtiyaçlarını anlamak adına Bodrum yarımadasında eski, yeni demeden pek çok ev gezmişler. Evlerin hep en basit, en gösterişsiz ve en yalın hallerini beğenmişler.“Ne kadar naif olursa ve köy evine benzerse, o kadar seveceğimiz bir yer olur diye düşündük,” diye anlattıkları evin projesini en ince ayrıntısına kadar kareli kağıtlara çizmişler. “Hiç mimari bir danışma almadan, tamamen kendi isteklerimiz, hislerimiz ve sezgilerimizle…” diyorlar. Arkadaşları Mimar Emine Sayı, istedikleri evi mimari dile çevirmiş; projeyi harfi harfine uygulamış. Bu ev hem eski bir Bodrum evi gibi, hem de nevi şahsına münhasır. Ocaklar eski ocaklar gibi, pencereler basit, zemin şap atılmış şekliyle bırakılmış; taş duvarları 60 cm kalınlığında, avlusu geniş ve serin. Güney cephesine dönük inşa edilen ev, geniş bir bahçeye açılıyor. Tavanı ise geleneksel evlerden daha yüksek; panjurlar yarımadada hep rastlanan çivit mavisi yerine, kırmızıya boyanmış.,
Bu sayfada Evin girişindeki ahşap çit de kırmızıya boyanmış.
Rengarenk evin öyküsü..
Evin girişinde geniş bir avlu bulunuyor. Buradaki duvarları Bahadır Baruter’in heykelleri süslüyor. Avludan hem mutfak hem de salon olarak kullanılan mekana giriliyor. Ana yaşam alanı olan bu mekandan yatak odasına, oradan da banyoya geçiliyor. Avludan ulaşılan iki mekandan ilki, Yazar Mine Söğüt’ün çalışma odası. Diğer oda ise misafirler için tasarlanmış. Misafir odası “Konuklarımız bizden bağımsız eve girip çıksın, rahat yaşayabilsin fikriyle evden bağımsız olarak tasar- landı, ” diyor Söğüt.
Bu sayfada Avlunun duvarlarındaki heykelleri Bahadır Baruter yapmış. Önce duvara kolay işlenebilen yumuşak taşlardan bir hacim örmüş, sonra da yontmuş ve üstünü boyayla renklendirdiği Kalekim ile sıvamış.
Rengarenk evin öyküsü..
Bir hurdacıdan alınan ferforje salıncak, sarıya boyanmış.
Rengarenk evin öyküsü..
Ağaç ev, yazın en çok kullanılan mekanlardan biri.
Rengarenk evin öyküsü..
Verandadaki sedirin yastık kumaşları pazardan alınmış.
Rengarenk evin öyküsü..
Üst katta yer alan Bahadır Baruter’in çalışma odası ve atölyesi ise geniş bir teras ile çevrili. Bu evde kışın kuzin eve tenekeden ‘ördek’ sobalarla ısınılıyor. Yaz ayları ise taş duvarlar nedeniyle serin geçiyor. Bahçeye açılan geniş veranda ev boyunca devam ediyor. Aslında kış dışında, asıl yaşama alanı olarak burası kullanılıyor. Bir taraf oturma, diğer taraf da yemek bölümü olarak değerlendirilmiş. Verandanın iki ucuna ocak yapılmış. Pinpon masası ise meraklılarını bekliyor. Bahçede Bodrum papatyaları, türlü renkli çiçekler ve meyve ağaçları bulunuyor.“Bahçe konusunda hiçbir şey bilmiyordum. Çok bakımlı, şık, bahçıvan elinden çıkmış bir bahçe, bizim tarzımıza uymuyordu. Tüm mevsimlerde yarımadanın bahçelerini gezip yeni bir görgü edinmeye çalıştık. Çok çiçekli, renkli, karmakarışık, yarı vahşi, bu toprağa hemen uyum sağlayan, fazladan bakım istemeyen bitkilerle böyle bir bahçe ortaya çıktı.” Bahçede kayısı, şeftali, Söğüt’ün hiç meyve vermeyeceğini düşündüğü elma ağacı ile bol nar ve malta eriği ağaçları var. Enginar iki yıldan sonra bu sezon meyve vermiş. “Bir de İstanbul ağacı olan erguvan var. Manolya ve adını bilmediğim ağaçlar da… Bahçemiz de evimiz gibi çıfıt çarşısına benzedi.”
Bu sayfada Evin en çok kullanılan mekanlarından biride, bahçeye açılan ve iki ucuna ocaklar yapılmış veranda. Eski koltuklar, Çukurcuma’dan. Sandalyeler de sarıya boyanmış.
Rengarenk evin öyküsü..
Biz buraya birden yerleşmedik. 2006’nın mart ayında inşaata başladık, ağustosta da bitti. O yaz buradaydık. 2007’de bütün bir yaz kalıp kışın döndük. 2008 yazında yine geldik. Tabi hep kedilerle geliyoruz. Yaz geçti, sonbahar oldu; dönemiyoruz. ‘Hadi bayramı geçirelim,’ dedik. İkinci bayram da geçti. Yılbaşı geliyor derken, burada kalmaya karar verdik” Mine Söğüt
Rengarenk evin öyküsü..
Son kitabı Deli Kadının Hikayeleri geçtiğimiz sonbahar da yayımlanan Mine Söğüt, bugünlerde yaratıcılık ve inanç temalı bir roman üzerinde çalışıyor.
Rengarenk evin öyküsü..
Evin diğer sakinleri ise, kediler…
Rengarenk evin öyküsü..
Rengarenk evin öyküsü..
Salondan yatak odasına geçiliyor.Yan sayfada Ana mekanın bir bölümü salon olarak kullanılıyor.Yerel mimaride olduğu gibi, buraya da ocak yapılmış. Hasır döşenmiş tavan, daha yüksek tutulmuş. Zemin şap olarak bırakılmış. 60 cm kalınlığındaki taş duvarlar yüzünden kışın kuzineyle çok iyi ısınılıyor.
Rengarenk evin öyküsü..
Bu sayfada Geniş mutfak, ana yaşam alanının merkezinde yer alıyor. Mine Söğüt’ün “Dünyanın en güzel masası,” dediği masa, sandalyeler, dolap ve cam altı aynalar, Çukurcuma’dan alınmış. Mutfakta fayans kullanılmamış.
Rengarenk evin öyküsü..
Geleneksel Türk hamamlarını hatırlatan banyoyu Bahadır Baruter tasarlamış, Mine Söğüt boyamış.
Rengarenk evin öyküsü..
Yatak odasından banyoya geçiliyor.
Rengarenk evin öyküsü..
Yatağın yanındaki dolap, gardırop vazifesi görüyor ve kapısı rengarenk boyanmış.
Rengarenk evin öyküsü..
“Burada da yazıyorum. Ama meğer şehirde yazmak daha kolaymış; onu gördüm. Buralarda hava güzelken insanın çalışası gelmiyor. Köy hayatı kişisel olarak beni besliyor da, işimi besleyen bir şey değil! Hava aydınlanırken kuşlarla birlikte uyanırım. Akşam erken yatarım. Sabah uyanır uyanmaz çalışmaya başlarım, birkaç saat sonrada hayat başlar. Dağlar, kıyılar, gezmeler, yemekler,arkadaşlar…”Mine Söğüt
Yazar Mine Söğüt’ün çalışma odası bahçeye bakıyor.
Rengarenk evin öyküsü..
Rengarenk evin öyküsü..
Bahadır Baruter, çalışma odasında.