Çok Baba'ya
MODA HABER

Çok Baba'ya

Bu bir yazı değil…Kızının babasına yazdığı bir mektup.

GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Haziran 2015

Sana postalayıp teslim alacağını bilerek yazmak isterdim bu mektubu.
Özlemin tat ve başka bir hal aldığını biliyorum artık, öğrendim.
Canım babam hep aynı yerde huzur buluyorum, senle kucaklaşıyorum, kokun asılı kalmış olabilir mi? Semtine, köyüm dediğin çok sevdiğin Beşiktaş'a iniyorum hemen. Bir bahanem hep var, en az haftada iki.
Bizim oralı Arnavut çiğercisi kapandı, oğulları şimdilerde moda olan cafelerden açtılar. Bir kaç yıl öncede dükkanın, kendimi bildim bileli mavi olan fayanslarını, beyaz yaptıklarında çok üzülmüşdüm, girip sormuşdum. Şaşırıp beğenmedin mi diye sorduğunda, yok güzel olmuş da çocukluğum elimden alınmış gibi hissettim demişdim. Çok ufakken, önünden geçerken cam vitrinde asılı paçaları görüp ağlarmışım anneme... Benim bacaklarımı asmışlar diye. Nasıl bir hayal gücü, küçükken biraz salakmışım ben baba.
Bir arkadaşıma, Şöhretler Köftecisi'nin duvarında asılı fotoğraflarını gösterdim geçen gün. "Söylemesen de anlardım senin baban olduğunu, gülüşün bile aynı" dedi. Nasıl mutlu oldum, sana benzetilmek hele gülüşümüzün benzemesi. Çok güzel gülümserdin baba, bütün fotoğrafların da öyle ya. Gözümü kapadığımda da hep aynı kare var zaten.

İstanbul pek aynı değil ama ben hala aşığım bu şehre. Gidesim oluyor ama dönesim hep burada kalasım ağır basıyor. Sakin yerlere gidip dostlarla kafa dinleyip dönüyorum köyümüze.Yazları sen de bizi özel, pekkimselerin bilmediği yerlere götürürdün. Dere ile denizin kavuştuğu, bembeyaz kumsalı ile iki adım ötesiorman cennet köşesi Kastro'da geçirdiğimiz yazı hiç unutmam. Geceleri ateş yakılıyordu, çok soğuk oluyordu, sabah köyden yaşlı teyze taze yumurta getiriyordu. Ah şimdilerde hiç öyle değil oralar, birkaç yıl önce ablamlarla gittik günübirlik nasıl bir hayal kırıklığı anlatamam. Güzel şeyler, yerler niye bozulur korunamaz baba?

Yaz geldi ama takvimlere göre baba. Yağmur var şehrimde. Yine bir babalar günü haftası.
Sen hep varsın da yüreğimde... Her yıl; bu hafta... Her an oluyorsun burnunum ucunda.
Bir tanıdığın babasından konuşuyorduk "Benim babam çok baba" idi dedim. Doğru dedi, gözleri doldu.
Maalesef her baba çok baba olamıyor.
Sana mektup yazdım babacım, avucuma aldım, satırları öptüm, kokum karışsın istedim. Yüreğime bastırıp bırakdım gökyüzüne.
Aldın biliyorum.



Instagram - Twitter - Facebook / Sevinç Çakmaz