Fransız Öpücüğü
MODA HABER

Fransız Öpücüğü

Oldum olası sevgililerin kavga ettikleri sahneleri çok romantik bulmuşumdur çünkü o kavgalar, içinde aşkı, öfkeyi, tutkuyu en saf haliyle haliyle barındırır.

GÜNCELLEME TARİHİ: 7 Haziran 2010



Kavga diyince ne geliyor aklınıza?

İki dolmuş şöförünün birbirine kafa atma görüntüsü canlandıysa aklınızda yazıyı okumaya devam etmeyin bence. Zira konumuz romantik kavgalar üzerine…

Oldum olası sevgililerin kavga ettikleri sahneleri çok romantik bulmuşumdur çünkü o kavgalar, içinde aşkı, öfkeyi, tutkuyu en saf haliyle haliyle barındırır.

Geçtiğimiz ay Paris'teydim. Çok yakın bir arkadaşımla güzel sokak kafelerinden birinde oturmuş kahvemizi yudumlarken, Parisien kadınların şıklılarından dem vuruyoruz. Tam o sırada köşe başında bir çift hararetli bir şekilde kavga etmeye başlıyor. Adam bağırıyor, kadını itiyor, kadın adama ısrarla bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Bense bu sırada mest olmuş vaziyette olan biteni izliyorum. Çünkü konuşulan dil olayın bütün seyrini değiştiriyor gözümde. Konuşulanları anlamasam da, kadının adamı bir anlık gafletle aldattığını, adamın da bunu öğrenip kadından ayrılmak istediğine dair bir senaryo kuruyorum kafamda…

O kadar bağırış çağıştan sonra kadın iştahlı bir Fransız öpücüğüyle kavgayı tam orta yerinden kesiyor. Benimse Jeux D'enfants (Cesaretin var mı aşka ?) filminin müzikleri çalıyor kulaklarımda… Bütün bu olan biten tantananın ardından genç çift el ele uzaklaşıyor yanımızdan…

Buz gibi kahveme uzanıyorum… "Ne romantik millet diyorum kavgaları bile film tadında." Arkadaşım gevrek gevrek gülüyor bana…

"Ne var? Seviyorum ben böyle tutkulu sahneleri. İlişkide biraz tutku iyidir, insana yaşadığını hissettirir!!!"

Arkadaşım kocaman bir lokma alıyor önündeki Creme brulee'den "İyi de güzelim", diyor gülerek…
"Kadın adamın kredi kartından iki bin euro harcamış. Adam nasıl ödeyeceğiz bu borcu?" diye bağırıyor. "Neresinde bunun tutku? "

Soğuk kahveme bakıyorum…

"Fransızca konuşan bir adama sadece dili yüzünden aşık olabilirim ben bu saflıkla" diyorum…

"Gel gidip güzel bir Türk kahvesi bulalım bir yerlerden"

Garson "Merci, Madame" diyor bahşişini beğenmeyerek…

"Eyvallah" diyerek uzaklaşıyorum güzel Türkçemi' de yanıma alarak…